-->

Halen çözülememiş 4 garip olay

Mary Celeste



Mary Celeste (ya da Sir Arthur Conan Doyle'un kurgusal bir karakter olarak verdiği isim olan Marie Celeste) 4 Aralık 1872 tarihinde Atlantik Okyanusu'nda terk edilmiş olarak bulunduğundan beri gizemini koruyan bir ticari gemidir. Gemi bulunduğunda bir filikası kayıptı ve iyi bir durumdaydı, rüzgarın da etkisiyle Cebelitarık Boğazı'na doğru ilerliyordu. Bulunduğu zaman yaklaşık bir ay önce yola çıkmıştı ve halihazırda güvertesinde altı aylık su ve erzak mevcut idi. Kargosuna dokunulmamıştı ve yolcu ve tayfaların da şahsi eşyaları yerlerinde duruyordu. Gemi mürettabatı ise bir daha hiç bulunamadı ve kendilerinden hiç haber alınamadı. Bu terk edilmiş ve başıboş gemi denizcilik tarihinin en gizemli hikayelerinden biri olarak hala çözümlenememiş sebepsel teoriler içermektedir.Mary Celeste 282 gross ton ağırlığında bir gemiydi. 1861 yılında Nova Scotia'da Joshua Davis adlı bir gemici tarafından yapılmış ve Amazon adı verilmişti. Yapım sonrası bölgesel ticari nakliyat yapılan bir firmaya verildi. Gemiyle ilgili bundan sonra olanlar zaman zaman "uğursuz" olarak nitelendirilmesine neden olmuştur.

Amazon'un ilk kaptanı Robert Mc Lellan geminin sahiplerinden birinin oğluydu ancak gemi kaptanlığını aldıktan dokuz gün sonra seferdeyken öldü. Bu aslında geminin güvertesinde ölen üç kaptanından sadece ilkiydi. John Nutting Parker sonraki kaptanı olarak görev aldı ancak bir balıkçı teknesinin çarpması nedeniyle gemiyi tamir için tersaneye geri götürmek zorunda kaldı. Tersanedeyken gemide çıkan bir yangın ise bir başka talihsizlikdi. Atlantik aşırı ilk seferi ise geminin sonraki kaptanı için tam bir felaket ile sonuçlandı. Manş denizinde bir başka gemiyle çarpıştı ve bu olay Kaptan'ın işine son verilmesi ile sonuçlandı.

Bu talihsiz başlangıç sonrası birkaç yılı olaysız geçti. Batı Hindistan, Orta Amerika ve Güney Amerika'ya büyük kargolar taşımak üzere seferlere çıktı. 1867 yılında gemi Nova Scotia açıklarında bir fırtına sebebi ile karaya oturdu. Kurtarılması sonrası 1750 dolar karşılığında New York'dan Richard Haines'e satıldı. Tamir edildi ve 1868 yılında Amerikan kayıtlarına geçti ve izleyen yılda ismi Mary Celeste olarak değiştirildi. Yeni sahibinin hedefi ise Amerika ve Adriyatik sahilleri arasında ticari amaçlı seferler yapmaktı.

Geminin yeni sahipleri dört hissedardı ve 24 hisse bu kişiler arasında dağılmıştı;

James H. Winchester (12)
Kaptan Benjamin Spooner Briggs (8)
Sylvester Goodwin (2)
Daniel T. Sampson (2)

Ekim ayında Atlantik Okyanusu'nda kötü havalar rapor edilmekteydi ancak Dei Gratia gemisi kasım ayı geldiğinde yolculuğunu olaysız bir şekilde bitirmişti. Limandan yeniden ayrıldıktan yaklaşık bir ay sonra 4 Aralık 1872'de (bazı raporlara göre 5 Aralık'ta) yaklaşık saat 13.00'de Dei Gartia mürettebatı yaklaşık 5 mil açıkta bir gemi gördüler. Dei Gratia o esnada Portekiz'in 600 mil batısında seyretmekteydi. Mürettebat gözlemledikleri gemide bir anormallik olduğunu anladılar. Yelken yönleri ve geminin gidiş açısı doğru gözükmüyordu. Gemiye yanaştılar ve Mary Celeste ismini okudular. Gemiyi önceden bilen Dei Gratia gemisinin kaptanı Mary Celeste'nin halen İtalya'ya varmamış olmasına anlam veremedi. Dei Gratia Mary Celeste'ye 400 yard kadar yaklaştı ve bu şekilde iki saat kadar gemiyi gözlemlediler. Yelkenleri açıktı ve Cebelitarık Boğazı yönüne doğru gitmekteydi. Dei Gratia personelinin gözlemine göre güvertede hiçbir kimse yoktu ve geminin herhangi bir harabiyete uğramış görüntüsü de yoktu.

Dei Gratia Mary Celeste'ye yanaştıktan sonra gerçekten de güvertede kimseyi bulamadılar. İlk tespitlere göre güvertede ıslaktı ve su tahliye pompalarının sadece biri çalışıyordu, ikisi durmuştu. Gemide yaklaşık 1.1 metre yüksekliğe ulaşan su bulunmasına karşın batmamıştı ve herhangi bir batma belirtisi yoktu.

Kaptan'ın günlüğü dışında seyir defteri dahil olmak üzere gemiyle ilgili tüm evraklar kayıptı. Geminin saati çalışmıyordu ve pusula, sekstant, kronometre de kayıptı. Ana güverte üzerinde olması gereken filika da yerinde değildi. Geminin arka tarafında yer alan bir palamar ise bir ucu gemiye bağlı olduğu halde arka tarfdan denize doğru ucu boş bir şekilde sarkmaktaydı.

Popüler hikayelerde anlatılan el değmemiş kahvaltı tabağı ve halen sıcak olan kahve fincanları gibi öğeler ise gerçekte bulunmamaktaydı. Bunlar muhtemelen Sir Arthur Conan Doyle ve benzer yazarların kurgularından ibarettir. Gerçekte kabin kısmında herhangi bir yemek hazırlığı ya da yiyecek ya da içecek herhangi bir şey gözükmüyordu.

Mary Celeste'nin kargosu 1701 varil alkoldü. Altı aylık sağlıklı erzak da güvertede duruyordu. Mürettebatın eşyaları da yerli yerindeydi ve bu da bir korsan baskın ihtimalini azaltıyordu. Görünen manzaraya göre tüm personel ve yolcular acele içinde gemiyi terk etmişdi. Bir mücadele ya da çatışma olduğuna dair herhangi bir bulgu yoktu.
Geminin sahibi James Wwinchester bir süre sonra Mary Celeste'yi satmaya karar verdi. Bu kararını, babasının bir seyahat sonrası Amerika'ya getiren gemide yaşadığı kazaların sebep olduğu ve geminin babasının hayatına mal olacağı sanrısına kapılması nedeniyle aldığı rivayet edilir. Neticede yok pahasına gemi elden çıkmış ancak ne var ki sonraki 13 yılda da 17 kez sahip değiştirmiştir.

Geminin son kaptanı ve sahibi G.C. Parker ise gemiyi Karayip Denizi'nde sigortadan para alabilmek için batırmaya çalışmış ancak başarılı olamamış, gemiyi yakma çabaları esnasında ise kaptan Benjamin Briggs'inkiler de dahil olmak üzere seyir defteri yanmıştır. Parker'ın bu girişimleri sigorta şirketi tarafından anlaşılmış ve Parker tutuklanmıştır. Ancak mahkemesi sürerken bilinmeyen bir sebeple ölmüştür. Tamiri imkansız görünen Mary Celeste ise tersane kızağında sonunu beklemeye başlamıştır.

Bulgular
• İki ambar kapağı açıktı.

• Geminin saati baş aşağı duruyor ve çalışmıyordu.

• Sekstant ve kronometre kayıptı.

• Kaptanın yatağı sırılsıklamdı, güverteler arasında su vardı.

• Kaptanın kılıcı yatağında duruyordu ve üzerinde kırmızı lekeler vardı.

• Cankurtaran fılikası kayıptı, onu tutan halatlar kopuk bir halde geminin ardından sürükleniyordu.

• Dokuz boş fıçı hariç 1.700 fıçıdan oluşan saf alkol yüküne dokunulmamıştı.

• Gemide altı ay yetecek kadar kumanya vardı.

• Geminin seyir defterine düşülmüş son not, bir hafta öncesine aitti.

New Orleans Baltacısı

1918-1919 yılında sekiz cinayet işlemiştir. Ardından cinayetler kesilmiş ve katil de asla bulunamamıştır. Epey bir kişi tutuklanıp sorguya çekilse de, baltacı katil asla yakalanamamıştır. New Orleans menşeeli bu katil, gazeteye 13 mart 1919'da bir mektup yazmış, gece sokağa çıkacağını ve jazz müzik çalmayan her eve girip, cinayet işleyebileceğini söylemiştir. Bunun üstüne şehirde o gece boyunca jazz konserleri düzenlenmiş, amatör gruplar da evlerde sahne almıştır. Hiçbir imkanı olmayanlar da plaktan jazz müzik çalmıştır. Katilin caz müzisyeni olduğu da iddia edilse de, bunu kanıtlayan bir delil bulunmamıştır.

İzi asla bulunamayan uçak korsanı D. B. Cooper

Amerikanın çözülmemiş tek yerel uçak kaçırma olayının kahramanı. Asıl adı, en azından uçak biletindeki adı, Dan Cooper'dır. Kendisine bir basın toplantısında yanlışlıkla D B Cooper denmiş, ve devamında bu isim kullanılmıştır. 24 kasım 1971 'de Portland- Seattle seferini yapan Pacific Northwest Havayolları uçağına binen Cooper, uçuş görevlisine üzerinde bomba olduğunu, 200.000 $ nakit ve 4 paraşüt istediğini belirten bir not verir. Uçak seattle a indiğinde istekler karşılanır ve tüm yolcular iner. Meksikaya gitmek üzere tekrar havalandıklarında uçakta sadece mürettebat ve Cooper vardır. Columbia nehri üzerindeyken Cooper paralarla beraber paraşütle atlar. Para, tümünün seri numaraları kaydedilmiş 20$lık banknotlar halinde teslim edilmiştir ve ağırlığı yaklaşık 10 kg'dır. O andan sonra olayla ilgili ulaşılabilen tek ipucu, bir çocuğun nehir kıyısında bulduğu, fidye olarak verilen paraya ait 5800$'dır.

Cengiz Han'ın kayıp mezarı

Moğol geleneği uyarınca mezarı gizli tutulsa da, cesedinin Onon ve Kerulen kaynakları yakınında, Burhan-Haldun dağları arasında bir yere gömüldüğüne inanılmaktadır. Ondan sonra gelenler de buraya gömüldü ve heykelleri dikildi. Mezarının gizli tutulması için birçok at mezarın üstüne gezdirilerek mezarın belırgınliği giderilmiştir.

Tunguska Olayı

Tunguska olayı, 30 Haziran 1908 günü sabah saat yaklaşık 7:45 sularında Sibirya'nın orta kesimlerindeki Podkamennaya Tunguska Irmağı yakınlarında oluşan büyük gök patlamasının adıdır. Patlama 10-15 bin tonluk bir dinamit kütlesinin patlamasına eşdeğerdi. Kesin olmayan verilere göre patlamanın nedeninin, bir kuyruklu yıldız parçasının ya dameteorun yere çarpması olduğu sanılmaktadır. Cismin atmosfere yaklaşık 100.000 km/sa hızla girdiği ve ağırlığının 100.000 ile 1.000.000 ton arasında olduğu varsayılmaktadır. Bunun yanında olayın dönemin bilim adamı Nikola Tesla’nın bir deneyi olduğuna dair inanışlar da vardır.